Tatami, Japon sporcu Soichi Hashimoto'yu defalarca Azerbaycanlı judocular Rüstem Orucov ve Hidayet Haydarov ile karşı karşıya getirdi. Japon judocu, dünya şampiyonasında kazandığı dört madalyadan birini Bakü'de elde etti.
İdman.Biz'e verdiği özel röportajda Soichi Hashimoto, Azerbaycanlı judocularla geçirdiği unutulmaz karşılaşmaları hatırladı ve başkentimize tekrar ziyaret edebileceğini istisna etmedi.
- Son yarışınız Tokyo "Grand Slam"i oldu ve burada beşinci sırayı aldınız. Kariyerinizi sonlandırma kararı bundan sonra mı geldi, yoksa bu daha önce mi oluşmuştu?
- Karar yavaş yavaş olgunlaşıyordu. Tokyo'dan sonra fiziksel olarak artık kendim için kabul ettiğim seviyeyi gösteremediğimi hissettim. Her zaman güzel, hızlı, teknik dövüşmeye çalıştım, ama bir anda görüyorsunuz ki iyileşme süreci yavaşlıyor, hareketler eskisi kadar keskin olmuyor. Tokyo turnuvası bir nevi son sinyal oldu: Yapabileceğim her şeyi yaptım ve kendime ve judo sporuna saygı göstergesi olarak döngüyü bitirme zamanı geldi.
- Dünya şampiyonalarında beş kez madalya kazandınız. Bunlardan biri de yedi yıl önce Bakü'de elde ettiğiniz gümüş madalyaydı. O performansı nasıl hatırlıyorsunuz?
- Bakü turnuvası benim için çok özeldi. Salonun inanılmaz enerjisini hissediyordum – Azerbaycan'daki taraftarlar çok duygusal ve judoyu seviyorlar. O zaman form olarak zirve noktamdaydım ve her karşılaşma sanki tek nefeste geçiyordu. Tabii ki, altın madalyayı kaçırmak üzücü - finaldeki Koreli ile maçın son anını bugüne kadar çok iyi hatırlıyorum. Ama genel olarak bu, hayatımın en parlak turnuvalarından biri. İşte Bakü'de en güçlülerle rekabet edebileceğimi ve tüm döngü boyunca istikrarlı kalabileceğimi anladım.
- Defalarca Azerbaycanlı judocular Hidayet Haydarov ve Rüstem Orucov'a karşı mücadele ettiniz. Bu karşılaşmalardan akılda kalan anlar var mı?
- Evet, onlarla dövüşler her zaman zor ve ilginç olurdu. Orucov inanılmaz tempoya ve baskıya sahip, rakibe asla rahatlama şansı vermiyor. 2017'de Budapeşte'deki dünya şampiyonasının finalinde onunla olan maçımızda uzatmalarda çok zorlukla galip geldim.
Hidayet ise farklı bir rakip tipi, daha patlayıcı. Anı hissetme yeteneği çok doğru ve bir anlık gecikme bile maçı kaybettirebilir. Tatamiye çıktığımda hata yapmaya yer olmadığını anlıyordum. İşte bu tür rekabet insanı geliştiriyor.
- Tokyo "Grand Slam"inin finalinde Hidayet'e kaybettikten sonra birçokları Olimpiyatlar'da karşılaşmanızı bekliyordu. Ancak siz 1/4 finalde Fransız Gaba'ya kaybettiniz ve sonuçta bronz madalya kazandınız. Bu sonuç ne kadar hayal kırıklığı yarattı?
- Tabii ki, finale çıkmak istiyordum. Olimpiyatlar özel bir baskı ve en iyi seviyemi göstermek istiyordum. Belki de bu istek aşırıydı. Gaba ile maçta "golden skor"da hata yaptım ve dövüşün gidişatını değiştiremedim. Ama bronz da madalyadır ve kendimi toparlayıp bunu kazandığım için gurur duyuyorum. Hayal kırıklığı vardı, elbette, ama bu iyi bir dersti: En önemli şey her durumda sakin ve esnek kalmaktır.
- Sizce, şu anda judo nasıl gelişiyor? Kurallardaki değişikliklerden sonra daha dinamik oldu mu?
- Evet, judo çok daha hızlı ve aktif oldu. Kurallardaki değişiklikler sporcuları saldırmaya ve kombinasyonlar kurmaya zorluyor. Dövüşü yavaşlatan birçok unsur çıkarıldı ve yarışmaları izlemek seyirciler için daha ilginç oldu. Bazen modern gençlerin artık daha önce imkansız görünen bir tempoda dövüştüğü geliyor. Sporumuzun gelişmesi, daha bakımlı olması çok sevindirici. Bu, judonun geleceği için çok iyi.
- Gelecek yıl Bakü dünya şampiyonasına ev sahipliği yapacak. Sizi yeniden Azerbaycan'ın başkentinde görmek mümkün olacak mı?
- Eğer program izin verirse, gelmek isterdim - belki misafir olarak, belki analist olarak, belki de danışman olarak. Bakü ile ilgili çok güzel anılarım var ve yeniden bu şehirde olmaktan memnun olurdum. Ama henüz somut bir karar yok.
- Demek ki, bir şekilde judoda kalacaksınız?
- Antrenörlük işine daha çok zaman ayırmak istiyorum. Genç judoculara deneyim aktarmak, özellikle de tekniğin tarz oluşturan detaylarını öğretmek benim için ilginç. Ayrıca, biraz dinlenmek, aileme zaman ayırmak istiyorum. En önemlisi - judoda kalmak istiyorum. Bu, benim hayatım, kültürüm, enerjimdir. Sadece bundan sonra yeni bir rolde.
Zeki Feyzullayev